İşinizi bir Düzene Koymanın Vakti Geldi mi? Veri Kaosunun Ev Dekorasyonu ve Mobilya Markanıza Zarar Verdiğini Gösteren 11 İşaret

Geçen hafta tedarikçinizden deri stokları ile ilgili aldığınız o e-posta mesajını hatırlıyorsunuz. Peki e-postayı gönderen kimdi? Dan mı? Doug mı? En iyisi bir arama yapayım diyorsunuz ancak sonuç sıfır. Peki, o zaman geçen hafta gelen yüzlerce e-postayı bir kere daha gözden geçirelim. Yoksa geçen çarşamba mıydı? İşte e-posta kutunuzu açarken bir bilinmezliğe daldığınızı hissetmek, verilerin giderek yönetilmesi daha zor bir hal aldığını gösteren bir işarettir. Artık değişim zamanının geldiğini gösteren işaret!

Bir dakika, ev dekorasyonu ve mobilya sektöründe çalışmanın eğlenceli ve yaratıcı olması gerekmiyor muydu? Ama artık özgeçmişinize “Kopyala/Yapıştır Uzmanı” olduğunuzu yazabilirsiniz. Manüel veri girişinin sıkıntısı hem çok tekrar hem de dikkatinizi vermenizi gerektirmesidir. Veya şöyle diyelim, tedarik ekibi krom yerine bakır sipariş ettiğinizi fark edince, o küçük kopyala/yapıştır hatanız büyük sorunlara yol açacaktır. Hay aksi…

Bir sürü SKU ile uğraşıp sipariş formlarını doldurmak  Jennifer’ın  işi ancak kendisi bu hafta tatilde. Siz de yardımcısının masasına yaklaşırken içinizden “ne olur nasıl yapıldığını bilsin” diye dua ediyorsunuz. Olamaz, bunları nasıl yaptığını yardımcısına hiç göstermemiş mi? Bilgiler yalnızca çalışma arkadaşlarınızın kafasındaymışçasına ulaşılmaz veya merkezi bir sistem yerine çekmecelerdeki not yığınları arasına karışmışsa yarım kalan işler, gecikmeler ve hatalar sizi bekliyor demektir!

Size doğru uçan küçük yeşil kare yığınları veya satır ve sütunlardan oluşan bir labirentte kaybolduğunuza dair kabuslar mı görüyorsunuz? Tamam, belki o kadar değil, ancak sizinki gibi şirketlerin her sezon yüzlerce farklı elektronik tabloyla, genellikle de aynı anda birkaç koleksiyonla uğraşması olağan. Hangisi en günceli? Güncellenmiş maliyet bilgileri hangisinde? Elektronik tablolar cehenneminde yaşıyorsanız, doğru bilgi için tablolar arasında arama yapmanın ve bu arada kimsenin güncelleme yapmamasını umut etmenin kendine özgü acısını biliyorsunuz.

Bir mekanın görünümüne uyum sağlayan ve onu tamamlayan dekorasyon aksesuarlarını ve mobilyaları tasarlamak için saatlerinizi harcamak en iyi yaptığınız şey… ama maliyet veya tedarikçinin eksik stokundan ötürü kaplamanın veya kumaşın değişmesi gerektiğinde ve parçanın artık koleksiyona uymadığı için başka bir takıma taşınması veya tamamen iptal edilmesi gerektiğinde ne oluyor? Yıl boyunca değişen tasarımlar, renkler veya kaplamalarla yüzlerce ürün geliştirmeniz ve tüm bu değişiklikleri takip etmeniz gerektiğinde ne oluyor? Parçaları birbirine uydurmanız gereken sonsuz bir oyunda daha fazla zaman harcayıp asla kazanamayacakmış gibi hissediyorsunuz.

Dün tamamlanması gereken bir maliyet raporu yüzünden bir sürü acil e-posta aldığınız bir anda, masanızda oturmuş “Lojistik ekibinin kargo maliyet verileri şu an elimde olsa ne kadar faydalı olurdu.” diye düşünüyorsunuz. Maalesef ellerindeki verilerin hepsi kendi çevrimdışı sistemlerinde. Birinin zamanı olunca size göndermesini beklemek zorundasınız. Bilgiler çevrimiçi ve çevrimdışı olarak farklı kaynaklarda tutulduğunda kontrolün artık sizde olmaması çok doğal. Ne kadar da sinir bozucu!

Malzemelerinizi Tayland’dan, İtalya’dan ve Çin’den alıyorsunuz, mağazalarınız Seattle’da, Manchester’da, Cape Town’da ve Tokyo’da, ayrıca e-ticaret kanalları üzerinden satış yapıyorsunuz. Bu karmaşa içinde ürün maliyetlerini hesaplamanız ve her şeyi ABD Doları cinsinden raporlamanız gerekiyor. Bilgisayarınızda açtığınız 10 pencere ve bir o kadar da elektronik tablo arasında gidip gelirken, bir de “Tayland’ın para birimi Baht mıydı? Wong Çin’de mi yoksa Kore’de mi kullanılıyordu?” diye düşünüyorsunuz. Maliyetleri ve fiyatları elle hesaplamak ve tümünü ertesi gün güncelliğini kaybetmiş elektronik tablolarda takip etmek zaman alıcı ve sıkıcı, ayrıca stres seviyesini inanılmaz şekilde yükselten bir şey.

Hangi elektronik tablonun en güncel olduğu hakkında toplantılar, önemli bir toplantıyı kaçıranlar için yapılan toplantı konusunda toplantılar…  İnsanların ne pahasına olursa olsun kaçındığı tek şey var, daha çok toplantı! Ancak herkesin, en güncelinin kendisinde olduğuna inandığı ayrı “veri kaynakları” olduğunda, kimse en son sürümün ne olduğunu tam olarak bilemediğinde daha fazla toplantı yapmak kaçınılmaz hale gelir. Toplantılarla dolu bir takvim, verilerle olan savaşı kaybetmekte olduğunuzun açık bir işaretidir.

İşten yorgun, stresli ve bunalmış olarak dönüyorsanız sorununuz aşırı veri yükü olabilir. Günleriniz, ihtiyaç duyduğunuz küçücük bir bilgi için elektronik tabloları ve e-postaları aramakla, en güncel ayrıntıları bulmak için sizin kadar çok çalıştığını bildiğiniz çalışma arkadaşlarınızla münakaşa etmekle mi geçiyor? Yorgun olmanıza şaşmamalı! Verileri kontrolünüz atına almak işteki sağlığınız için yapabileceğiniz en iyi şey olabilir.

Harika yaratıcı fikirleri olan genç, yetenekli bir tasarımcı ile gerçekten doldurulması gereken bir pozisyon için anlaşmak üzeresiniz. Tasarımcı ile tasarım ekibinizin uyumlu olduğundan eminsiniz ancak imzalar atılmadan önce iş bozuluyor. Verilerin peşinden koşmak ve elektronik tablolar arasında kaybolmaktansa yaratıcılığını ön plana çıkarmak istediğini söyleyerek teklifinizi reddedip rakibiniz için çalışmaya gidiyor. Daha sakin veri denizlerine açılmak isteyen bir adayı daha kaybederken mesleki açıdan moraliniz bozuluyor.

Tedarik ekibindeki şu adam! İstediğiniz bilgileri size asla zamanında göndermiyor, artık e-postanızın çalışıp çalışmadığından şüphe etmeye başladınız! Muhtemelen çalışma arkadaşlarıyla iletişim sorunu yaşayan tek kişi siz değilsiniz. Belki onlar da sizinle ilgili aynı sorunu yaşıyor. İşte herkesin elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyorsunuz ancak yine de bilgilerin peşinden koşmak zorunda kalıyor ve hedeflerinizin gerisinde kalarak sorun yaşıyorsunuz. Teselliyi, geminin batmaması için çalışma arkadaşlarınızla birlikte mücadele verdiğiniz düşüncesinde buluyorsunuz.